Şirketler yanlış ölçütlerle çalıştıkça aldıkları sonuçlar da şirketin hayrına olmuyor. Çalışan sadakatine konsantre olup da, düşük vasıflı fakat sadık bir çalışan grubuyla kalan şirketlerin sayısı az değil. Bu çalışanların zaten bir yere gitmeye niyetleri yok. Gitseler de daha iyi bir iş bulamayacaklarını biliyorlar. Şirketlerin sadık değil angaje çalışanlarını bulması, geliştirmesi, ve koruması lazım.
Çalışanların mutluluğu 1970’lerin ortasında iş literatürüne girmiş bir kavram. Çalışanların verimli olabilmesi için mutlu olması gerektiğine inanan şirketler bu mutluluğu sağlayabilmek için çeşitli adımlar attılar. Çalışan mutluluğu araştırmaları bu dönemde yaygın bir şekilde yapılmaya başlandı. Atılan bu adımlar çeşitli faydalar getirdi ise de yalnız başına çalışan mutluluğuna odaklanmanın doğru bir iş olduğu söylenemez. 8’den 5’e işte zaman geçiren ve genelde mutlu olan biri şirkete faydalı olmayabilir.
Yine aynı dönemde şirketler çalışan bağlılığına konsantre oldular. Buradaki mantık da şirketin yatırım yaptığı insanlardan uzun süre faydalanmak istemesi idi. Yeniden işe insan almak, eğitmek, ve belli bir olgunluğa gelmesini beklemek hem zaman hem de para kaybı demekti. Kuşkusuz bir şirketten iyi insanların ayrılması önemli bir kayıptır. Ancak bütün herkesin aynı potaya konularak sadakat ölçeği ile değerlendirilmesi pek doğru bir yaklaşım değil. Bir düşünün, müthiş sonuçlar alan ve katkısı çok yüksek bir kişiyle 2 yıl mı çalışmak istersiniz yoksa işte vakit geçiren ve faydası şüpheli biriyle emekli olana kadar mı?
ANGAJE ÇALIŞANLAR YARATMAK
Peki hem şirkete, hem de çalışana kazandıracak olan ölçüt çalışan mutluluğu veya sadakati değilse nedir? İşte burada angaje çalışan tanımı devreye giriyor. Angajman yabancı bir kelime ve ne yazık ki çok iyi bir Türkçe karşılığı yok Bu nedenle çalışan angajmanının ne olduğunu tanımlamaya çalışalım. Angajman, şirkete duygusal ve zihinsel bir bağlılık, bir taahhüt durumudur. Çalışanların kalbinin ve zihninin işine bağlılığının bir ölçüsüdür. Güven, motivasyon, tutku, yaratıcılık, insiyatif, ve adanmışlık olarak ortaya çıkar. Bunun nasıl birşey olduğunu anlayabilmek için şirketinizdeki her çalışanın her sabah işe şirketin kaderini etkileyebileceğine inanarak geldiğini hayal edin. Angaje çalışanlar şirketle ilgili olumlu şeyler söylerler, şirketin bir parçası olmayı isterler, ve beklenenin ötesini vermeye çalışırlar. Şirketlerde inovasyonu gerçekleştiren angaje çalışanlardır.
Birçok şirkette iki grup çalışan daha vardır. Angaje olmayanlar temelde paydos etmişlerdir. İşlerine enerji ve yaratıcılıklarını değil, zamanlarını verirler. Aktif dezangaje çalışanlar ise başkalarının yaptıklarını yıkmakla meşguldürler. Sadece mutsuz olmayıp aynı zamanda mutsuzluklarını hayata geçirirler.
Angaje çalışanlar yaratmak elbette şirketlerin elinde. Hatta şirketlerin önemli hedeflerinden biri olmalı. Çünkü angajman sonuç getirir. Çünkü şirketleri ileri götürebilecek kültürel ortam, angaje çalışanları destekleyen bir ortamdır. Daha iyi iş sonuçları ancak angaje insanlarla gelebilir. Towers Watson’ın yaptığı bir araştırmaya göre angaje çalışanlara sahip işyerleri %6 daha yüksek net kâr elde ediyorlar. Kenexa şirketinin araştırmasına göre ise angaje insanlara sahip şirketlerin hisse getirileri diğerlerinin beş katı! Aslında formül basit. Angaje çalışanlar inovasyonu gerçekleştiriyor, süreçleri ve sistemi ileri götürüyorlar. Bu yeni iş getiriyor ve kârlılığı arttırıyor.
Peki bir şirkette angajman nasıl sağlanır? Öncelikle kendisi angaje olan bir şirket yönetimi gerekir. Kişisel gelişim ve büyüme fırsatları ve ortamı kesinlikle fayda eder. İdealde bu büyümenin şirkette başka bir işe doğru olması arzu edilir. Motive edici bir şirket vizyonu fayda eder. Becerileri bileyen zorlayıcı görevler fayda eder. Kararlara katkı yaparak çorbada tuzunun olabilmesi fayda eder. Bir güven ortamı ve bağlı olunan kişiyle düzgün bir ilişki de çok fayda eder.
EVET TESTİ
Bir şirkette çalışanlar şu soruları “evet” diye yanıtlayabiliyorlarsa o şirkette çalışanları angaje edebilecek uygun bir ortam olduğu söylenebilir:
* Onlara güveniyor muyum?
* Beni umursuyorlar mı?
* Bilgilendiriliyor muyum?
* Fikirlerimi dinliyorlar mı?
* Hareket alanım var mı?
* Kendimi geliştirebiliyor muyum?
* Kendimi işin sahibi hissediyor muyum?
* Buraya ait miyim?
Şirketinizdeki çalışanların angajmanını geliştirmek ve onları harekete geçirmek için bize ulaşın.