“Yeni sorunlar, eski yönetim yaklaşımlarıyla çözülemez”
“Yönetme”, “Yönetim”, ve “Yönetici” kavramlarının geçmişi tahmin edilenden daha gerilere uzanıyor. On ciltlik Oxford İngilizce Sözlüğüne göre bu sözcüklerin İngilizce karşılıkları 16. Yüzyılda ortaya çıktılar. Bu konudaki eski metinler Sun Tzu’nun “Savaş Sanatı” kitabına, Niccolo Machiavelli’nin “Prens”ine, ve Adam Smith’in “Ulusların Zenginliği”ne kadar gidiyor. 2005 yılında ölen ve yönetim bilgesi olarak haklı bir ün kazanan Peter Drucker ise uygulamalı yönetim üzerine ilk kitaplardan birini yazanlardan idi. Dünyada herşey değişirken ve birçok alanda inovasyonlar gerçekleşirken, yönetim konusu büyük ölçüde 1900’lerin başlarında kurgulandığı gibi kaldı.
Yöneticinin rolleri olarak tanımlanan Planlama, Organize Etme, Yönlendirme, ve Kontrol Etme bugün hala yönetim kitaplarında aynen yer alıyor. Yüz yıl önce söylenen “yönetici iş yapmaz, yaptırır” lafı da öyle. Oysa zaman, çalışanlar, müşteriler, insanların beklentileri ciddi bir şekilde değişti. Rekabetin temel unsurları artık işçi verimliliğinden geçmiyor. Verimlilik gerekli fakat yeterli değil. Yalnızca kendine söyleneni yapması beklenen, zihnini ve yaratıcılığını işe koyması beklenmeyen bir çalışan kitlesi de yok ortada. Rekabetin temel unsuru, başta kendi çalışanları olmak üzere, müşterileri, tedarikçileri, ve hatta paydaş rolünde bile görünmeyen dışardaki insanları şirketi inovatif hale getirmek üzere sürece katmaktan geçiyor. Bu da yönetimin ve yöneticinin rolünü yeniden tanımlamayı zorunlu hale getiriyor.
Ezber Bozan Sorular
* Herşey değiştiği halde, yönetim neden değişmiyor?
* Yeni sorunlar, yüz yıllık yönetim yaklaşımlarıyla çözülebilir mi?
* Değişimin ille tepeden mi gelmesi gerekir?
* Değişimin kendisi kadar kıvrak bir şirket nasıl oluşturulur?
* Sıradan çalışanların zekası, eski yaklaşımlarla harekete geçirilebilir mi?
Yönetim ilk olarak verimlilik ve ölçek ekonomisi sorunlarını çözmek üzere yarı-vasıflı işçi gruplarını yönlendirmek için icat edildi. Bunun metodolojisi olarak da bürokrasi öngörüldü. Bugünün yöneticileri ise bambaşka sorunlarla karşı karşıyalar. Joseph Schumpeter’in “Yaratıcı Yıkım” olarak adlandırdığı olgu karşısında şirketlerinin esnek, kıvrak, dayanıklı, geçerli, ve kârlı olmasını sürdürebilmek için inovasyon yeteneğine kavuşturmayı nasıl becerecekler? Yaratıcı zekanın başarının anahtarı olduğu inovasyon ekonomisinde, çalışanlarının gönüllü katılımlarını ve yaratıcılıklarını evde bırakmayıp işe getirmelerini nasıl sağlayacaklar? Geçmişten gelen bürokrasi kökenli yönetim yaklaşımının taşıdığı prensipler ile bugünün ve geleceğin sorunlarını karşılamak mümkün değil. Deneyime aşırı değer verirken yeni fikirlere az değer veren hiyerarşi prensibi, öğrenmeyi belli alana hapseden bir uzmanlaşma prensibi, tehlikeli bir öngörülebilirlik yanılsaması yaratan planlama ve kontrol prensibi gözden geçirilmek zorunda. Aynı şekilde, mevcut olana odaklanan ve mevcudu iyileştirme, en iyi uygulama örneği yaratma gibi ilk bakışta daha güvenli görünen fakat aslında riskli olan bakış açısı da şirketleri ileri götürmekten uzak.
Yönetimin Yeni Rolü
Kaliforniya’da toplanan bir grup bilim adamı ve iş dünyası önderi yönetimde inovasyon sağlayacak bir yol haritası çıkarmaya çalıştılar. Bu grubun çalışmaları sonucunda geleceğin yönetiminin hedeflemesi gereken 25 konu başlığı belirlendi. Bunlardan bazıları şunlar:
* Yönetimin işinin daha yüksek bir amaca hizmet ettiğine emin ol,
* Korkuyu azalt, güveni arttır,
* Kontrol yöntemlerini yeniden tasarla,
* Liderliğin rolünü yeniden tarif et,
* Çeşitliliği arttır ve kullan,
* Fikirler, yetenekler, ve kaynaklar için bir iç pazar oluştur,
* Fikir ayrılıklarını ve eleştiriyi teşvik et,
* Bütünsel performans ölçütleri oluştur,
* Yönetimin zaman çerçevesini ve perspektifini uzat.
Şirketinizde yönetimin durumunu ve yönetim inovasyonu fırsatlarını öğrenmek istiyorsanız bize ulaşın.